Elimde, TBMM’nin 65′inci kuruluş anısına yayınlanan TBMM Dergisi Özel Sayısı mevcut. İçini incelerken çok ilginç bir belgeye rastladım: “Orijinal 1928 harf inkılabına müteakip, Türk Alfabesi levhası“. Enterasandır ki, belgede I harfi İ harfinden sonra geliyor. Yani alfabeki harf sıralamasında ufak bir değişiklik var. Büyük Ğ harfi ise yok. Her harfin büyük hali belirtilmişken Ğ belirtilmemiş. Neden acaba, gerçekten merak ediyorum doğrusu…
Peki Atatürk’ün Türk Milletine armağanı olan alfabe inkılabı, Türk Milleti tarafından yeterince anlaşılıyor mu? (Dil kanunu için bakınız) Bu günlerde, “Ne Mutlu Türküm Diyene!” demekten dahi utanan bir millet, Türk alfabesine, Türkün Alfabesine sahip olmaktan ne kadar mutlu?
Bir millet, tarihindeki ilk TÜRK devletine sahip olmanın gururunu taşıyor mu? yada bir millet, Nazım Hikmet’in Kurtuluş Savaşı Destanı’nda gördüğünü belirttiği o hainleri el üstünde mi tutuyor?
“Ateşi ve ihaneti gördük ve yanan gözlerimizle durduk bu dünyanın üzerinde.”
Bölüm: Yıl 1918-19 ve Hikayei Karayılan
Bakın Türk Milletinin bir evladı, bir gazetede gazetesinde ne buyurmuş:
“Ne yazık ki, CHF-CHP zihniyeti “din reformu” adı altında; sosyal hayatı düzenleyen bir dizi yasak getirir. Bunlar arasında; 7 Ocak 1924’te dini eğitim veren medreseleri, 30 Kasım 1925’lerde tekke, zaviye ve türbeleri kapatır. Tarikatleri ve dini kisveyi yasaklar. 1926’da, Müslümanların alkollü içki satmasını serbest bırakır. 25.11.1934’te, 2590 sayılı, “Şeyh, efendi, bey, paşa, hanımefendi, hacı, hoca, molla” gibi lâkaplar, ünvanlar yasaklanır.1 Kasım 1928’de İslâm dininin kaynağı olan Kur’ân harfleri, Harf İnkılabı adı altında, 1 Ocak 1929 tarihinde, Arapça harflerle dilekçe yazılması ve kitap basılması yasaklanır. 1 Eylül 1929’da ilk ve orta öğretim okullarında “Arapça” ve “Farsça” dersleri kaldırılır.”
Kutsal olanın Kur’an olduğunu, Arapçanın kutsal olmadığı bilmeyen bu sofu zihniyet, Arap alfabesi için Kur’an Harfleri terimi kullanmış. Böylelikle harf inkılabıyla kutsal değerlere el sürülmüş gibi bir hava yaratmaya çalışmış. Oysaki bu cahil zihniyet bilmelidir ki, Türkler o vakitte dahi Türkçe konuşuyorlardı. Arap alfabesi kullanmak, Arapça bilmek anlamına gelmediği gibi, Kur’an’ı anlamak demek hiç değildir. Bakın Kur’an’da Allah, bir kısmımızın kutsal kabul ettiği Arap milleti hakkında ne buyuruyor:
“Araplar; küfür, parçalanma/ikiyüzlülük yönünden daha şiddetli;
Allah’ın resulüne indirdiği şeylerin sınırlarını tanımamaya daha yatkındırlar.
Allah Alim’dir, Hakim’dir.”